Öğrencinin yaptığı çalışmaya kendini vermesi, her şeyden önce, o işin üstesinden geleceği konusunda kendisine güvenmesini gerektirir. Yetersizlik duyguları içindeki bir öğrencinin, başarı sağlamak için, dikkatli bir çalışma ortamı içinde bulunması güçtür. Bu yönüyle, verimli çalışmada öğrencinin kendine güvenmesinin önemi hiçbir koşulda yadsınamaz. Güven eksikliği olan bir öğrencinin, yapacağı işte kendine güven duymasının en iyi yolu, o işi başaracağına kendisini inandırmasıdır. Bunun için kişinin kendine güven sağlayabilecek kadar küçük, ancak etkili kimi çareler araştırıp bulması gerekir.
Böylesi bir kişinin, örneğin aynı konuda daha önce sağladığı bir başarısını düşünmesi ya da yapacağı çalışmayla elde edilecek sonucu bir an için düşlemesi, vb. biçimdeki iç telkinler yararlı olabilirler.
Öğrenmenin temeli, dikkatin konu üstüne toplanmasına dayandığına göre; konuya kendini ve
İnsanoğlu kendi yaşamının anlamını ve kendi tanımını belirlerken diğer insanlarla olan ilişkilerini de anlamlandırmak durumundadır. Varoluşçu psikologlar kendini gerçekleştiren insanı tanımlarken onun başka insanlar (ötekiler) kavramına fazlasıyla önem verdiğini irdelemişlerdir. Söz gelimi Abraham Maslow, insanın kendini gerçekleştirmesinin bazı tutumlara bağlı olduğunu irdelerken insanın rasyonelliği ile duygu, değer yüklü moral yanını uzlaştırmaktadır. Ona göre kendini gerçekleştirmek en temel gereksinim olup; hoşgörülü olmak, dünyayla bütünleşmek, yetilerinin bilincinde, yaratıcı, aktif ve sorumlu olmak, kendine güven duymak, dünyadan bağımsız olmak, özgür olabilmek, problem görmek, bunları çözümlemek ve mutlu olmak gibi tutumların ateşleyicisidir. Yapılan araştırmalarda bu tutumları geliştirmeyen bireylerde kaygı düzeyinin (anksiyetenin) arttığı görülmüştür.
Psikolojide kullanılan araştırma teknikleri şu şekilde özetlenebilir.
A. Betimsel Araştırma ve İlgili Teknikler
Betimsel araştırmanın amacı davranışları;
- Özetlemek
- Sınıflandırmak
- Ve birbiri ile ilişkili ya da ilişkisiz davranışsal olayları belirlemektir.
Betimsel araştırmada şu teknikler kullanılır.
1- Doğal Gözlem: Canlılar doğal çevrelerinde ve araştırmacının herhangi bir müdahalesi olmadan gözlenir. En eski veri toplama yöntemidir.
2- Sistematik Gözlem: Gözlem araştırmacının belirlediği koşullar altında gözlenir.
3- Testler: Testler davranışları ve davranışlarla ilgili öz
Duygunun açık bir tanımını yapmak oldukça güçtür. Ancak duygunun üç yönünden söz etmek mümkündür. a) Duyguların fizyolojik yönü: Bir takım fizyolojik tepkiler duygularımıza eşlik eder. Duyguların şiddeti arttıkça, fizyolojik tepkilerinde şiddeti artar. Duyguların fizyolojik tepkilerinin ortaya çıkmasında sinir sistemimiz önemli bir rol oynamaktadır. Sinir sistemimizin beyin ve omurilikten oluşan kısmına merkezi sinir sistemi denir. ' Beyin ve omuriliği vücudun diğer kısımlarına bağlayan sinir ağına ise, peri-ferik sinir sistemi denir. Periferik sinir sistemi otonom ve somatik sinir sistemi olmak üzere ikiye ayrılır. Somatik sinir sistemi iskelet ve kas hareketleri gibi istemli hareketlerimizi kontrol eder. Otonom sinir sistemi ise, kalp atışı, sindirim, iç salgı bezlerinin faaliyetleri gibi bizim kontrolümüz dışındaki faaliyetleri düzenler. Otonom sinir sist
İnsanlar mutsuz oldukları zaman kendilerini kötü hissederler ama, bunun nedenini bilmezler. Duygularınızı ve heyecanlarınızı düşünün. Bunu yaparsanız, mutsuz olduğunuz zaman bile bunun nedenini ve nasıl değişebileceğini bildiğiniz için rahatlayacaksınız. Profesör John Haniler bilimsel düşünce dersi veriyor. İlk dersinde öğrencilerine şunu dedi: ‘Bütün, bilim dalları örneklere dik- kat eder.’ Öğrencilerine bütün bilim adamlarının dünyayı çok düzenli gördüklerini anlatıyor. Neyle neyin gittiğini arıyorlar. Olaylar ve durumlar rastgele olmuş değillerdir. Nedenleri ve etkileri var- dır. ‘Bilim örneklere dikkat etmek demektir, örnekler ister büyük, ister küçük olsun fark etmez. Bir taşı havaya attığınız zaman ne olur? Her seferinde yere düşer. Bu bir örnektir. Bilimin özü budur.’ Bilim adamlarıyla birçok insanın arasındaki farkı Profesör Hamler şöyle açıklıyor: ‘İnsanlar dünyada olanları tesadüfe bağlarlar. Olayları başka olaylara bağlamadan geçiştirirler. Bir şey olduysa
Normal bir günde sayısız şeyler yapıyorsunuz. Bunlar günlük işler olarak adlandırılabilir, ama eğlenceli şeylere dönüştürülebilir. Köpeği gezdirmek yapılması gereken bir iş olmasına rağmen, yürüyüş sırasında güzel bir egzersiz yaparak, düşünmeye zamanına ve komşularınızı görme şansınız olduğunu da unutmamalısınız. Her gün ne yapıyorsanız bundan zevk alın. Günlerin çoğu birbirinin aynidir. Yaşamımızda unutamayacağımız ilgi çekici günler de olur, örneğin aile kutlamaları veya kişisel zaferler gibi. Fakat hemen her gün özel bir şey olmaz. Yine de böyle günlerde eğlenmek için birçok fırsat vardır ama bunlar aklımıza bile gelmez veya değerlendirmeyiz. GünlüK yaşantınızda zevk aldığınız, keyiflendiğiniz şeyleri düşünmek için her gün bir dakikanızı ayırın. Kısa süre önce 103'üncü doğum gününü kutlayan Lonnie'yi ele alalım. Lonnie ön verandada salıncaklı iskemlesinde oturmuş, röportaja gelenlerle konuşuyordu. Kendisine bu özel günde ne hissettiğini sorarlarken o sakin
Uykudan cimrilik etmeyin. Gece tam anlamıyla dinlenmeniz ertesi günün yakıtıdır. Dinlenmiş insanlar daha iyi çalıştıklarını ve gün bitiminde daha rahat olduklarını hissederler. 1998 yılının sonbaharında bir salı sabahı ilginç bir olay meydana geldiği konuyla ilgili yapılan araştırmada Kuzeydoğu'daki işçilerin geçen sonbaharki salı günlerinden yüzde 3 oranında daha verimli oldukları görüldü. Değişen neydi? 1998 yılında futbol maçı pazartesi akşamı her zamankinden bir saat önce yapıldı ve erkeklerin çoğu o gece iyi bir uyku uyudular. Maçlar gece yarısından sonra biteceği yerde 1998 yılında 11.30'dan önce sona ermeye başladı. Geç saatlere dek televizyon izleyerek, fazla çalışarak ya da herhangi bir şeye aşırı vakit ayırarak en kolay feda edebileceğimiz şey uykudur. Uyku tükenmez bir banka hesabına benzese de aşırı harcama yapmamız sakıncalıdır. Fakat her gece düzenli bir uyku hayatımızın her evresinde kâr payını öder.&nb